Amed Dersleri..

BDP seçilmiÅŸleri, 14 Temmuz’da Amed’de PKK’li zindan fedaisi 4’ler’in de hatırasını içeren kapsamlı bir miting düzenledi. Miting;

-Barışçı olacaktı,

-Türk Devleti’nin kanunlarına uygun olarak düzenlenecekti.

Fakat hesap, ABD’nin çok sevdiÄŸi AKP FaÅŸizmi’nin önde yürüyeni Recep’ten döndü. Halk’ın barışçı gösterisi olan söz konusu miting gerçekleÅŸeceÄŸi tarihten iki gün öncesinde yasaklandı. Ardından halk direndi, imamın ve Receb’in müşterek ordusu saldırdı.. Kıyamet koptu.

Amed Halkı ve misafirleri 14 Temmuz’da görülmedik bir saldırıya uÄŸramışlardı. Mitingden önce sıkı bir hazırlık döneminden geçirilen Türk Devlet Güçleri Ä°stanbul dahil, bir çok ilde bir ay öncesinden baÅŸlayan bir kin ve nefret eÄŸitiminden geçirilmiÅŸlerdi. Bu belli.. Aynı güçler Avrupa devletlerine deÄŸil, basınına malzeme vermeyecek ÅŸekilde “savaşıyor”, bu tür basına malzeme verebilecek gazetecileri taciz ederek özellikle fotograf çekmelerini engelliyorlardı. Amed ve ÅŸehre giriÅŸte kullanılan bir çok ana arter bloke edilmiÅŸti. Åžehir “SavaÅŸ”tan bir gün öncesinden baÅŸlamak üzere abluka altına alınmıştı. Havadan ve karadan uygulanan “erken uyarı” mekanizmaları kurulmuÅŸtu. Bu mekanizmalar sayesinde kitleyi büyük bir dikkatle takip ediyorlardı. En ufak bir toparlanma teÅŸebbüsünü hızla bastırmak için büyük bir dikkatle çalışan bir savaÅŸ komuta merkezi de kurulmuÅŸtu. Bu komuta merkezi, polis araçlarının üstünde yazılan nomaraları takip ederek (mesela; “118 no.lu araç, DaÄŸkapıya yönlen!”) türü yönlendirmelerle en ufak bir topluluÄŸu dahi terörize etmek ve dağıtmakta tereddüt etmemiÅŸti. Direnişçi adeta hazırlıksız yakalanmıştı.

Türk Devleti bu sivil savaşı bastırma (civil war) haarekatında tonlarla ifade edilebilecek, özünde zehirli olan, gaz kullandı. Halkın seçilmiÅŸ vekillerinin ifadesi ile gaz üstlerine yaÄŸmur gibi yağıyordu. Bu gazların fırlatıldığı mermi türü ÅŸeyler hedef gözetilerek özellikle, ErtuÄŸrul gibi yaÅŸlılar dahil, vekiller niÅŸan alınarak fırlatılıyordu. Sevgili Åžehit SavaÅŸ Buldan’ın kahraman eÅŸi Pervin böylesine bir mermi ile yaralandı. Bu vekilimiz 3-4 ay yürüyemeyecek ÅŸekilde yaralandı.. Kahraman vekillerimizden Ayla Akad da gözünden yaralandı ve yaralı halde eylemine devam etti. 8 yaşındaki bir çocuk ise beyin sarsıntısı geçirdiÄŸi sırada elleri arkadan kelepçeli vaziyette doktorun gözleri önünde hala coplanıyordı. Sokakta çıplak soyulan gençler ve ihtiyarlar öldüresiye dövülüyordu. Vekiller, özellikle Aysel TuÄŸluk isyan halinde idi.

Kısacası;

Amed 2012 Temmuz olayı, Ankara’da merkezli silahlı alçakların silahsız Kürdistan Halkı’na karşı açtıkları vahÅŸi bir sivil savaÅŸtı.. Bu savaÅŸta helikopterler hem keÅŸif, hem de gaz mermisi atışında kullaanılmışlardı. hAmed’de Altan Tan’ın delili ile gösterdiÄŸi gibi, hakiki mermi atışları da yapılmıştı. Zaaten klaÅŸinkoflu polisler kahraman Kürt Gazetecileri’nin kameralarına inkarı mümkün olmayacak ÅŸekilde yakalanmışlardı. Ä°manın ve ErdoÄŸan’ın ordusu (bunlara “polis” deniliyor) yüksek bir insiyatif sahibi idi. Saat ikide baÅŸlayan SavaÅŸ gece boyunca devam etti ve ertesi gün yapılan basın açıklaması ile kısmen sona erdi. Åžimdi Amed sokak ve caddelerinde iki taraflı olarak onarılamaz bir kin dalgası kol geziyor.

Öte yandan “yargı” denilen ve faÅŸizmin tipik karekterini taşıyan sözde yargı organı derhal harekete geçti, “soruÅŸturma” denilen iÄŸrenç tiyatro oyunu vakit geçirilmeden sahneye kondu. Hükümet ise kendi eseri olan bu deneyde kendi askerlerinin yanında yer aldı. Savaşı savundu.

Türk Devleti neyi amaçladı?

-AKP FaÅŸizmi daha henüz tam oturtulamamıştır. FaÅŸizmin karekteri gereÄŸi içerde hiç bir rakip tanınmaz. Ayrıca iktidarı paylaÅŸacağı bir ortak istemez. Yargıyı, orduyu, üniversiteleri, görsel ve basılı yayınları, dini kurumları, entellektüelleri ve meclisi neredeyse tamamiyle zapt-u rapt altına alan yeni tip Türk FaÅŸizmi’nin önünde hala söz geçiremediÄŸi odaklar var. Bunların en başında kurum ve kuruluÅŸları, gerillası ve basını ile Kürdistan DireniÅŸ Hareketi ve Pennsylvania’daki FBI iÅŸbirlikçisi geliyor. Kürdistan Hareketi, çok iyi örgütlenmiÅŸtir. Ama yer yer (özellikle Güney’deki) kendi halkı tarafından ve çevredeki Ä°ran Türk Devleti ve kısmen Suriye tarafından kuÅŸatılmış bir harekettir. Dostu çok az olmasına raÄŸmen, dünyada eÅŸi görülmemiÅŸ kahramanlık örneÄŸi göstererek direnmekte, Kürdistan’daki düşman güçleri neredeyse nefes alamaz duruma sokmaktadır. Ä°ÅŸte bu durum faÅŸist bir devlet yapısı tarafından kabul edilemez. Çünkü faÅŸizmin özünde iktidar ortaklığı yoktur. Irk hakimiyeti veya Türk Devleti’nde olduÄŸu gibi, yaratılmış bir Irkın haakimiyeti söz konusudur. AKP iktidarı bu tez gereÄŸi Kürdistani güçlere karşı neredeyse ölümüne bir mücadele içerisindedir.

-AKP, çok ilkel bir ideoloji ile yoÄŸrulmuÅŸ, çaÄŸdışı kafaların bir araya gelerek oluÅŸturduÄŸu bir yapıdır. Gerçi FaÅŸist Almanya, Japonya, Ä°talya ve yavruları Ä°spanya ile Portekiz’in bir zamanlar kaderlerini ellerinde tutanlar da aynı hastalıktan muzdarip idiler. Fakat ErdoÄŸan- Pennsylvania ideolojisi bunların tümünün papuçlarıını dama atacak kadar çaÄŸdışıdır. Bu FaÅŸist yapıda nüfusun yarısı olan kadınlar tamamen gözden çıkarılmak üzeredirler. Bundan dolayı bir yandan Batı ile rekabet etmek için teknolojiye vakıf elit kadrolar oluÅŸturulurken, öte yandan da halk kitleleri için eÄŸitim 1400 yıl geriye götürülmektedir. Ä°ÅŸte bu zihniyete karşı organize tek muhalefet odağı olan Kürdistan Hareketi’ni güçlendirecek her türlü gösteri ve birlik teÅŸebbüsü, kendi hesaplarınca, ezilmeliydi. Amed Mitingi’ni sivil savaşın baÅŸlama vuruÅŸu olarak kabul etmeleri gerekiyordu..

-Aynı ilkel, intikamcı kafa peÅŸpeÅŸe aldığı Newroz yenilgisi ve Zagros hezimeti’nin intikamını almak, öncü kadroları hedef alarak korkutmak amacıyla, Leyla Zana Vak’ası’nın yarattığı sözde rüzgarı da arkasına alarak hiç bir savaÅŸ yasağı dinlemeden polislerini, kontralarını ve milislerini harekete geçirerek ortalığı toz dumana katmaya çalışmaktadır..

-AKP, Suriye olayında oynamakta olduÄŸu rol, Ä°ran ilkel yönetimine karşı aldığı tavır nedeniyle, geçici bir süre için ABD ve Avrupa’nın gözdesi haline gelmesinin verdiÄŸi moral güçle süratle hareket ederek yapabileceÄŸinin azamisini yapmaya çalışmaktadır. Katliam hariç herÅŸeyi deneyen bu Ä°slami FaÅŸizm bu desteÄŸe ve silah üstünlüğüne raÄŸmen tıkanmıştır. Åžu andan itibaren Kürtler ellerindeki kartları doÄŸru oynarlarsa artık her alanda savunma pozisyonundan saldırı pozisyonuna geçebilirler. Bu tür bir yönelimin iÅŸaretleri gün geçtikçe artmaktadır.

Kürdistanlı ne yapabilir?

Bazı kalın başlıklarla şu tesbitlerimi açacağım:

-Kürdistanlı korku duvarını aÅŸmıştır. Daha da aÅŸmalıdır. Çünkü karşısındaki gücün inandığı tek dil, silahların dili olmasına raÄŸmen, tarihsel olarak tam tersine, korkuyu yenenlerin yenilmezliÄŸini tarihin her sayfasında görebiliriz. Tarih davaya inancın yarattığı üstünlüğü her zaman açıklıkla ortaya koyar. Tabiatta da bu böyledir. Xarpêt tren istasyonunda bir köpek sürüsünün küçük bir kediyi köşeye sıkıştırmasına raÄŸmen, bu kedinin sergilediÄŸi büyük direniÅŸ karşısında kuyruklarını kısıp kaçtıklarını olayın tanığı bana anlatmıştı.. Åžu anda Kürdistan’da sürü halinde dolaÅŸan bazı yaratıklar ellerindeki silahlara çok güveniyor olabilirler. Toma, kirpi, skorski, F-16, kobra ve süper kobralaar tapıyor olabilirler. Fakat ÅŸu unutulmasın, esas olan imanlı insandır (iman dediÄŸim davasına imandır).

-Kürdistanlı psikolojik savaşı çok iyi bilmelidir. Bundan dolayı Receb’in “hot-zot”larına beÅŸ paralık deÄŸer vermeyeceklerdir. Receb Kürd’ü küçümsediÄŸini sanıyor.. Aslına alçak olan kendisidir. Receb ve şürekası Kürd’ü her fırsatta aÅŸağılıyor. Kürt Dili’ni, ZerdüştiliÄŸi, geri bırakılmışlığımızın kerekterimiz olduÄŸu her fırsatta etrafına fısıldıyor. Ama kendi lazlığına, gürcülüğüne boÅŸ verip makam uÄŸruna cebine giren milyonlar uÄŸruna sırtını dönen devÅŸirme bir aalçak olduÄŸunu unutuyor.. Ä°ÅŸte bu ve bunun gibi psikolojik savaÅŸ silahları ile baÅŸa çıkacak kadar eÄŸitimli olmalıyız. Propaganda, gündem saptırma, boyuna yalanlar uydurma gibi alanlarda yapacaağı her ÅŸeyi aÄŸzına tıkamak mümkündür. “Böl ve yönet” yöntemini “”Güney-Kuzey” ayrışmasını zorlayarak, Kuzey’de oldukça basit kafalı “ödül avcıları”nı kullanması ise çaresizliÄŸini gösterir. Bir not: Çevrenin pohpohlaması ile havalara uçan “nobel barış ödülüne” giden yolda ilerleme hevesine kapılan birileri varsa yol yakınken dönsünler. Kürt Milleti ÅŸehit kanı ile sulanan böylesi ödüllere ödün vermez.. Bundan dolayı Kürdistan DireniÅŸ hareketi bu tiplere karşı çok dikkatli olmalı..

-Kürdistanlılar’ın birliÄŸi bu savaÅŸ sürecinde çok önemlidir. Dünya çapında ve bölgeler düzeyinde birlik ihtiyacı kendisini dayatmaktadır. Bunun için bazı bariyerlerin yıkılması gerekiyor. Åžu anda Kürdistan DireniÅŸi’nin en büyük handikaplarından biri dar grupçuluk, bölgecilik ve ahbab-çavuÅŸ iliÅŸkileridir. Böylesine yöneliÅŸler bazan hareketin içinden küçük parçaların kopmasına yol açabilmektedir. Bu parçalanmalarda iki taraf da bilmeden yanlışlar yaparak bazı zaaflara sebep olabilmektedirler. Unutmasınlar bölünme bazan umutsuzluÄŸa yol açabilir. Umutsuzluk ise “iÄŸne ile kuyu kazarak” yaratılanı ve o kutsal inancı zaafa uÄŸratır. Uyanıklık esas olmalıdır. Şükür ki ÅŸu anda bir zaaf yoktur..

-Yurt dışındaki, özellikle Avrupa’daki Kürtler kitlesel ve birebir diplomasi alanında sadece lafla deÄŸil, alternatif bir güç olarak nelere kadir olduklarını gösterebilmelidirler. Diplomasi bir alış-veriÅŸtir. Lafla yürümez. Diplomat, “zulasında” oldukça etkili bazı ekonomik, stratejik ve gerektiÄŸinde askeri malvarlığını çok iyi pazarlamalıdır. Diplomat hak-hukuk gibi laflara asla güvenmemeli. Diploması güce dayandığı zaman ciddiye alınır. Önemli olan bu gücü “pazarlamaktır” (satmak anlamında deÄŸil, gösteri anlamında). Avrupa neden çok asgari taleplerde bulunan Kürdistan direniÅŸ liderliÄŸini ciddiye alır da Kemal gibileri, Kendal gibileri sadece kullanır? Bunu iyi düşünün. Kendal’a verilen karalama TV’si bile sadece iftira amacıyla kullanıldığı için kitlenin dikkatini çekmez. Ama bir Stêrk TV, bir Nuçe TV takip edilir, yayınları dikkatle not edilir.. Ä°lginç deÄŸil mi? Tabii ki güç, direnişçinin diplomasideki en büyük sermayesidir. Unutmayınız, güç, özgüç birlikten doÄŸar.

-OrtadoÄŸu’nun yeniden dizayn edildiÄŸi bu aÅŸamada haaritalar daha henüz ortaya çıkarılmamıştır. Kürdistaan DireniÅŸ Hareketi böylesi bir sürece her zaman hazır olmalıdır. Güney’deki gibi oyuna gelmemeli.. Kerkük, Åžengal ve Xeniqîn gibi önemli özbe öz Kürt merkezleri Araplar’ı yaatıştırmak için peÅŸkeÅŸ çekilirken Güneyli liderler kıllarını kıpırdatamamışlardır. Kısacası Kürtler gündem yaratacaklarına dayatılan gündemlere haapsolmuÅŸlardır. Bunun en büyük sorumluluÄŸu bölge çapında bir Kürt BirliÄŸi yaratamamış olan kafa yapılarıdır.

Bunların içini dolduralım ve üstünde düşünelim.

Yaşasın Amed Direnişi!

YaÅŸasın BDP’lisi ile, genci, çocuÄŸu ihtiyarı ile, kadını ile bu direniÅŸin yaratıcıları!

2012-07-17

A Sirac Kekuyon